Haber

Küçük bir ada ülkesi Elon Musk’ın ihtiyacını karşılayabilecek mi?


Dünyanın biyoçeşitlilik açısından en zengin bölgelerinden birindeyiz. Yeni Kaledonya’yız. Avustralya’nın 1210 kilometre doğusundaki bu adanın güneyinde yer alan ve 2019 sayımına göre nüfusu sadece 1667 olmasına rağmen ülkenin en kalabalık ikinci şehri olan Yate’nin yakınlarında Dünya’nın geleceği için kritik olabilecek bir maden bulunmakta.

Goro Madeni’nden söz ediyoruz. Avustralya ve Fiji arasında bulunan bu Fransa Denizaşırı Bölgeler Topluluğu üyesi ve Fransa’ya bağlı bölge dünyadaki tüm nikel rezervinin dörtte birine sahip.

TESLA’NIN KRİTİK SINAVI!

Hem tedarik zincirinin kontrolünü ele geçirmek hem de nikelin çevresel ve sosyal açıdan sorumlu bir şekilde çıkarılmasını sağlamak isteyen dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi Tesla için de Goro, kritik bir test anlamı taşıyor.

Peki nikel neden bu kadar önemli? Hidrometalurjiye kısaca bir değinmek gerekiyor!

Goro’nun toprağı, elektrikli araçlar için en yaygın olarak kullanılan lityum iyon pillerin temel bileşenleri olan nikel ve kobalt açısından oldukça zengin. Yararlı mineralleri çıkarmak ise çok fazla enerji gerektiriyor. Bu aynı zamanda çok fazla tehlikeli emisyon anlamına gelmekte.

Tesla’nın stratejisi, rahatsız edici bir paradoksla karşı karşıya kalan yeşil endüstri için bir model olarak hizmet edebilir. Tüketiciler, temiz itibarları nedeniyle elektrikli araçlara ilgi duyuyorlar ancak bu araçların nikel gibi temel bileşenlerinin çıkarılma süreci kirli, yıkıcı ve çoğu zaman politikayla dolu…

Nikel endüstrisi nedeniyle Yeni Kaledonya, kişi başına dünyanın en büyük karbon salan ülkelerinden biri. 1853’te Yeni Kaledonya’nın sömürgeleştirilmesinden kısa bir süre sonra başlayan madencilik, Yerli Kanak halkının sömürülmesiyle yakından ilişkili.

Bir asırdan uzun bir süredir Goro’nun nikel üretimi sık sık işçi grevlerinin ve siyasi protestoların insafına bırakılmış durumda.

Yılda bir milyona yakın otomobil üretme kapasitesine sahip Tesla’nın ve şirketin kuralları yıkan esrarengiz kurucusu Elon Musk‘ın planı çalışırsa bu hareket elektrikli araçların üretimi için küresel standartların belirlenmesine öncülük edebilir.

Aynı zamanda diğer Batılı otomobil üreticileri elektrikli araçların pillerinin üretiminde hakim olan Çin’den bu sayede uzaklaşabilir. Zira Çin, dünyanın açık ara en büyük karbon salınımının kaydedildiği ülke.

‘YEŞİL OL, YEREL DAVRAN…’ SLOGANA DÖNÜŞEBİLİR!

Fakat Tesla’nın planı tutmazsa da bu durum gerçek anlamda sürdürülebilirliği sağlamanın ne kadar zor olduğu da ortaya çıkmış olacak. “Yeşil olmak” ya da “yerel davranmak” işler yanlış giderse ancak elektrikli arabalar için arka camlarını süsleyecek sloganlardan farksız bir konuma düşecek.

Bu yıl Goro nikel tesisinin sahipliğini alan konsorsiyum olan Prony Resources’ın CEO’su Antonin Beurrier, “Bu işi yeniden icat etmeliyiz” diye konuşuyor.

Otonom sürüş ya da uzay yolculuğu… Yeniyi düşünmek Musk’ın mottosu gibi duruyor. Tesla, siyasi ve çevresel krizlerle boğuşan ve zarar eden bu madeni dönüştürebilecek ideal, belki de tek güç olarak kendisini konumlandırıyor. Tesla, ABD’deki diğer büyük elektrikli araç üreticilerinin aksine arabaların bataryaları için ihtiyaç duyduğu ana metallerin neredeyse tamamını dünyanın dört bir yanındaki madenlerden direkt olarak satın almakta.

Tesla, Ekim 2021’de önümüzdeki beş yıl için Goro’nun çıkardığı nikelin yaklaşık üçte birini doğrudan satın almak için imzaları attı.

Plana göre yenilenebilir enerjilerin nikel işleme tesisine güç vermesiyle karbon emisyonları düşecek. Zehirli sıvı atıklar temiz ve kuru bir şekilde paketlenecek ve yerel topluluklar, kabilelerine ait olan doğal kaynaklardan en iyi şekilde nasıl yararlanacağına karar vermekte söz sahibi olacaklar.

TESLA’NIN VURGUSU

Tesla, bir aracıdan nikel satın almak yerine doğrudan bir madenle çalışmanın “biyoçeşitlilik etkisi, enerji tüketimi, insan hakları ve atık yönetimi gibi sürdürülebilirlik” konuları açısından oldukça kritik olduğunu vurguluyor.

Ancak Çin’in yanı sıra diğer ciddi nikel üreticileri olan Endonezya ve Filipinler hem madencilik maliyetlerini düşürüyor hem de denetimleri oldukça düşük seviyede tutuyor. Yeni Kaledonya’nın fiyatlar noktasında bu ülkelerle yarışması şu an pek mümkün gözükmüyor. Tesla da bütün ihtiyacını Goro’dan karşılayamıyor.

Bu adımın nikel ve kobalta alternatif yeni çözümler bulma noktasında da faydalı olacağı düşünülüyor.

metin.aktasoglu@haberglobal.com.tr 

*Bu haberdeki bilgilerin büyük bir kısmı The New York Times’ta “Can a Tiny Territory in the South Pacific Power Tesla’s Ambitions?” başlıklı makaleden derlenmiştir.

Kaynak: Web Özel





Source link

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu