Karar, BM’nin nükleer gözlemcisinin planı onaylamasından haftalar sonra geldi.
2011 yılında meydana gelen tsunaminin santrali yerle bir etmesinden bu yana 500 olimpik havuzu dolduracak kadar, yaklaşık 1.34 milyon ton su birikti.
Su, filtrelenip seyreltildikten sonra 30 yıl boyunca serbest bırakılacak.
Japonya Başbakanı Fumio Kishida, dünkü kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, yetkililerin santral operatöründen hava ve deniz koşullarının uygun olması halinde 24 Ağustos’ta başlayacak boşaltım için “derhal hazırlık yapmasını” talep edeceklerini söyledi.
Kishida, Pazar günü santrali ziyaret etmiş ve salımın yakın olduğu yönünde spekülasyonlara yol açmıştı.
Hükümet suyun serbest bırakılmasının, ülkenin doğu kıyısında, başkent Tokyo’nun yaklaşık 220 km kuzey doğusunda yer alan santralin devreden çıkarılmasına yönelik uzun ve maliyetli süreçte gerekli bir adım olduğunu söyledi.
Japonya on yılı aşkın bir süredir kirlenmiş suyu tanklarda toplayıp depoluyor ancak yer kalmadı.
2011 yılında meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki depremin ardından gelen tsunami, Çernobil’den bu yana dünyanın en büyük nükleer felaketi olarak kabul ediliyor.
Kısa bir süre sonra yetkililer, santralden radyasyon sızdıkça genişleyen ve 150.000’den fazla insanı bölgeden tahliye etmek zorunda bırakan bir yasak bölge oluşturdu.
Bölge ülkeleri alarmda
Santralden su salma planı, Japon hükümeti tarafından iki yıl önce onaylandığından bu yana Asya ve Pasifik genelinde alarma neden oldu.
BM’nin nükleer gözlemcisi tarafından onaylanan planın insanlar ve çevre üzerindeki etkisinin ihmal edilebilir düzeyde olacağı sonucuna varılmıştı ancak bölgedeki balıkçılar hala arıtılmış suyun boşaltılmasının avlarının itibarını zedeleyeceğinden ve geçim kaynaklarını etkileyeceğinden korkuyor.
Santralı işleten Tepco suyu 60’tan fazla radyoaktif maddeden arındırmak için filtreliyor, ancak su hala trityum ve karbon-14, sırasıyla hidrojen ve karbonun radyoaktif izotoplarını içereceğinden tamamen radyasyondan arındırılmış olmayacak. Ancak uzmanlar, çok düşük seviyelerde radyasyon yaydıkları için büyük miktarlarda tüketilmedikleri sürece tehlike arz etmediklerini düşünüyor.
Plan komşu ülkelerde tepkiye neden olurken, Çin en yüksek sesle karşı çıkan ülke oldu. Çin, Japonya’yı okyanusa kendi “özel kanalizasyonu” gibi davranmakla suçladı.
Güney Kore ise planı onayladı ve protestocuları korku tellallığı yapmakla suçladı.
Fukuşima ve çevresinde yaşayan insanlar da arıtılmış suyun güvenli olacağına ikna olmuş değiller ve ülkedeki pek çok balıkçı, salımın geçim kaynaklarını etkileyeceğinden korkuyor.
Hem Güney Kore hem de Çin Fukuşima çevresinden balık ithalatını yasakladı.
Kaynak: Ajans Bizim
